Site icon Kobi Haberleri

KOBİ’lerde Psikoloji: Duygusal Zekanın Önemi

psko

İş hayatında gelişmek ve aynı zamanda büyümek için psikolojik sağlığın önemi çok büyüktür. Duygusal zekaya sahip olan KOBİ sahipleri, rakiplerinden bir adım öteye çıkabilmektedir. Bu yazımızda “KOBİ’ler için duygusal zekanın önemi nedir?” sorusunun cevabını paylaşacağız.

KOBİ’lerde Duygusal Zekanın Önemi

Duygusal zekaya yatırım yapan işletmeler, personel motivasyonunu ve iletişim gücünü yükseltir. Duygusal zeka seviyesi yüksek olan bir çalışan görev ve sorumluluklarını yerine getirirken değerlerini ve büyük resmini de göz önünde bulundurarak faaliyetini sürdürür. Duygusal zekası yüksek bir personelden aşağıdaki davranışlar beklenmektedir:

Empati, etkili bir iletişimin temel taşıdır. Karşı tarafından duygu ve düşüncelerini anlayabilmek, karşı tarafın yerine geçebilmek; KOBİ ile müşteri arasında bir ahenk oluşturmaktadır. Empati sayesinde duygular üzerine yoğunluk verilerek kontrol sağlanabilmektedir. Ayrıca empati seviyesi yüksek olan çalışanların büyük bir kısmı, geleceğin lider adayı olmaktadır.

Duygusal zekanın en önemli belirtilerinden bir diğeri yılmazlıktır. EQ seviyesi yüksek bir personel, karşılaştığı zorluklar karşısında mevcut duruma uyum sağlayarak yeni planları devreye sokmaktadır. Yılmazlık özelliği müşteri ile daha sık iletişim kuran pozisyonlarda oldukça işe yaramaktadır. Bu nedenle duygusal zekası yüksek olan ve müşteriler ile daha sık iletişim kuran personeller, diğer çalışanlara kıyasla daha başarılı olmaktadır.

Duygusal zekanın bir diğer göstergesi yüksek motivasyondur. İş yaşamında başarının sağlanabilmesi için içsel motivasyona yatırım yapılmalıdır. Takdir sonrasında oluşan dışsal motivasyon herkesin ihtiyacı olsa da genellikle kısa sürelidir. Ancak iç motivasyonunu sağlayan çalışanlar, başkaları tarafından motive edilmeyi beklememektedir. Bu nedenle çalışanlar dışarıdan motivasyon kaynağı beklemek yerine içsel motivasyonlarına yatırım yapmalıdır.

KOBİ’lerde her personel, psikoloji ile yakından ilgilenmelidir. İş ve özel yaşantımızda yaşadığımız olaylar karşısında gösterdiğimiz tavır ve yüklediğimiz anlamlar bizim duygudurumumuzu belirlemektedir. Dürtülerini kontrol edebilen ve duygularını yönetebilen bir çalışan, iletişim gücünde de rakiplerinin arasından sıyrılmaktadır. Duygusal zekanın üst seviyesi; anı yaşamak, duyguların hayatın bir rengi olduğunu kavramak yani kısaca duyguların ustası olmak ile sağlanmaktadır.

Yapılan araştırmalara göre iş yaşamında başarısız olan insanların pek çoğu “ani çıkışlar” sergilemektedir. Duygusal zekaya yatırım yapan kişiler ise bu konuda rakiplerinin çok üstünde yer almaktadır.

KOBİ’lerde sektör çalışanları iki grupta incelenebilmektedir: sadece işe gidip gelenler ve amacı olanlar. Psikoloji bölümü bu doğrultuda bizlere içsel motivasyonun bir amaç doğrultusunda ortaya çıktığını göstermektedir. “Potansiyelini gerçekleştiremeyen organizma zamanla hasta olur.”

İş veya özel hayatında hatasını kabul eden kişi sayısı oldukça azdır. Hatayı kabul etmek erdemin yanı sıra özgüvenin de belirtisidir. Ayrıca güvenilir ve başarılı bir insan olmanın da yolu hatayı kabul etmekten geçmektedir. Duygusal zekası yüksek olan kişiler, dışsal şartlar her ne olursa olsun kendi hatalarını kabul etmekte ve bu konuda hassasiyet göstermektedir.