Marmara Üniversitesi Ürün Geliştirme Merkezi (MÜRGEMER) Proje Yürütücüsü Dr. Öğr. Üyesi Selim Hartomacıoğlu, yeni normalde KOBİ’lerin sayıları artsa da dijitalleşmeyi başaramayan, pandemi sonrası ihtiyaç duyulan ürünleri geliştiremeyen, müşterinin sesini duymayan firmaların sürdürülebilir olamayacağına dikkati çekti.
Hartomacıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi sürecinde durma noktasına gelen ekonominin çarklarının, yeni normale geçişle birlikte tekrar dönmeye başladığını kaydetti. Söz konusu sürecin ekonominin yaklaşık yüzde 99’unu oluşturan KOBİ’ler için de riskleri ve fırsatları barındıran yepyeni bir dönemin başlangıcı olduğunu vurgulayan Hartomacıoğlu, dijitalleşme, değişen müşteri talepleri, ürün geliştirme süreçleri, yeni pazarlama stratejileri gibi daha pek çok konunun KOBİ’lerin hızla çözmeleri gereken başlıklar olarak karşılarında durduğunu ifade etti.
Selim Hartomacıoğlu, İTO tarafından açıklanan rakamlara göre 1 Haziran’dan 3 Temmuz’a kadar geçen yeni normalin ilk 5 haftasında İstanbul Ticaret Odası’nda kurulan şirket sayısının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 78 artışla 6 bin 613 olduğunu, sadece haziran ayında ise 1.421 yeni sanayi işletmesi kurulduğunu hatırlattı.
Artan KOBİ sayısına dikkati çeken Hartomacıoğlu, bununla birlikte dijitalleşme sürecini takip edemeyen, pandemi sonrası ihtiyaç duyulan ürünleri profesyonel süreçlerle geliştiremeyen, müşterinin sesini duymayan firmaların sürdürülebilir olamayacağını vurguladı.
“KOBİ’lerimiz hala dijitalleşmeden çok uzaktalar”
KOBİ’lerin Türkiye ekonomisinin yapı taşlarını oluşturduğunu belirten Hartomacıoğlu, şunları aktardı:
“KOBİ’lerimiz adeta üretim sektörümüzün lokomotifi. Son yıllarda e-ticaret gibi dijitalleşme konusunda önemli adımlar atılıyor. Geçen yıl KOSGEB aracılığıyla 258 KOBİ’ye 72 milyon lira dijitalleşme desteği sağlandı. Bu yıl ise KOSGEB KOBİGEL kapsamında ‘İmalat Sanayinde Dijitalleşme’ çağrısı ile büyük veri, nesnelerin interneti, akıllı sensörler, endüstriyel robot teknolojileri, artırılmış gerçeklik gibi alanlarda işletmelere 1 milyon liraya kadar destek verilecek. Ne yazık ki birçok KOBİ’miz hala dijitalleşmeden çok uzaktalar. Ulusal ve uluslararası pazarda yer almanın, sürdürülebilir bir büyüme yakalamanın anahtarı dijitalleşme. Dijitalleşme yatırımı yapan firmalar her zaman bir adım önde olacak.”
“Dijitalleşmeyen KOBİ’nin sürdürülebilir olma şansı yok”
Hartomacıoğlu, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından Kovid-19 salgınının KOBİ’lere etkisi üzerine “Helping MSMES Navigate The Covid-19 Crisis” başlığıyla yayımlanan rapora göre, örgüt üyesi 44 ülkenin nisan ayında KOBİ’ler için acil teşvik ve önlemleri uygulamaya başladığı bilgisini verdi. DTÖ raporunda, internet destekli KOBİ’lerin yüzde 97’sinin ihracat yaptığı, geleneksel KOBİ’lerde ise bu oranın yüzde 2-28 seviyesinde kaldığının belirlendiğini kaydeden Hartomacıoğlu, raporda e-ticaret gibi dijital teknolojileri kullanan KOBİ’lerin Kovid-19 pandemisine uyum sağlamak için daha uygun olduğuna işaret edildiğini de bildirdi.
Pandemi sonrası KOBİ’lerin bir an önce bu sürece dahil olmalarının önemini vurgulayan Hartomacıoğlu, “Ürünlerinizin tanıtımından satışına kadar, firmanızın yönetiminden ürünlerin pazardaki davranışlarını takibe kadar birçok alanda firmanızın dijitalleşmesi için adımlar atmalısınız. Bu süreci takip edemeyen firmaların sürdürülebilir olma şansları yok.” ifadelerini kullandı.
Kovid-19, pandemi sonrası dijitalleşmenin yanı sıra değişen dünya ve tüketici beklentilerinin KOBİ’lere yönelik yeni talepleri de beraberinde getirdiğini belirten Hartomacıoğlu, “KOBİ’lerin sürdürülebilir olmak için, değişimin sesine kulak vermeleri ve ürün geliştirme süreçlerini çok daha profesyonel metodlarla bu döneme adapte etmeleri gerekiyor. Müşterinin sesini duymadan geliştirilen ürünler başarısız olmaya mahkûmdur.” açıklamasında bulundu.
“Türkiye inovasyon ve teknoloji üssü olmaya aday”
Pandemi sürecinde ve sonrasında Türkiye’nin oldukça avantajlı bir konuma geldiğini ve potansiyelini gösterme fırsatı yakaladığını belirten Hartomacıoğlu, “Ülkemiz aslında inovasyon ve teknoloji üssü adayı. 2019 yılında TÜİK verilerine göre Ar-Ge harcamalarının Gayrisafi Yurt İçi Hâsıla’ya (GSYH) oranı 0,35 seviyelerine yükseldi. Her geçen sene bu oran artıyor ve Ar-Ge kültürü ülkemizde yerleşiyor.” değerlendirmesini yaptı.
Bu dönemde önemli fırsatlar yakalayabilecek olan KOBİ’lerin teknoloji transferi, firma personellerinin yetkinliklerinin artırılması, inovasyon, Ar-Ge, üniversite-sanayi iş birliği ve yeni ürün geliştirme konularında kendilerini geliştirmeleri gerektiğine dikkati çeken Hartomacıoğlu, “Özellikle pandemi gibi büyük olaylarda firmaların kapasitelerini artırması kriz ortamlarını fırsata çevirme açısından avantaj sağlayacak.” ifadesini kullandı.
“Arkasında duracağınız ürünler geliştirin”
Fırsatların doğması kadar fırsatları değerlendirme yeteneğinin olmasının da başarı için gerekli olduğunu vurgulayan Selim Hartomacıoğlu, “KOBİ’lerin geliştirmeye başlayacakları ürünlerin uluslararası pazarda yer alma potansiyeline çok önem vermeleri gerekiyor. Unutmamamız gereken nokta ‘Genişletilmiş Ürün Geliştirme’ yaklaşımı ile ürünlerimizi geliştirmektir. Yani ‘Arkasında Duracağınız’ ürünler geliştirmektir.” açıklamasında bulundu.
MÜRGEMER ürün geliştirmede KOBİ’lerin yanında
Dr. Öğr. Üyesi Hartomacıoğlu, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından Teknopark İstanbul ortaklığında SAHA İstanbul destekçiliğinde kurulan MÜRGEMER’de, ürün geliştirme süreçlerinde KOBİ’lere hizmet verdiklerini ifade etti.
Hartomacıoğlu’nun verdiği bilgiye göre, sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı olan yüksek katma değerli ürün geliştirme alanında eğitim, teknik destek ve danışmanlık hizmeti verilen MÜRGEMER’de teorik eğitimlerin yanında bilgisayarla bütünleşik ürün geliştirme araçlarının kullanımına yönelik ayrıntılı eğitimler de veriliyor. Merkezde, bugüne kadar 5 adet ürün geliştirme farkındalık semineri, 2 bin 250 saatlik eğitim, 40 farklı KOBİ’ye de teknik destek verildi.